Kadim Topraklarda Çağdaş Sanat: ArtAntakya
Ali Şimşek
Çağdaş sanat disiplinler arası yönü ve hemen her şeyi sanat alanına çekme (ya da çıkarma) gücü ile günümüzün en önemli alanlarından biri. İngilizce contemporary karşılığı olarak dilimize çağdaş ya da güncel olarak tercüme ediliyor. Yani şu an “fiili” olan hemen her sanatsal üretimi kuşatıyor. Çağdaş sanat geçmişin pentür, heykel, mimari, edebiyat gibi konvansiyonel alanlarının dışında video, fotoğraf ve robotik uygulamaları da kendine dâhil edebiliyor.
Çağdaş sanat yapıtları bazen o kadar hayatın “içine” sızıyorlar ki, izleyici için sanat nerede başlıyor nerede hayat devam ediyor, sınırlar bulanıklaşıveriyor. Çağdaş sanatın bazen eleştirelen yönlerinden biri de yoğun bir “kavramsallık” barındırması. Günümüz yapıtları cinsiyetten, ekolojiye, ötekinin haklarından, kent hakkına ve mekâna yoğun politik göndermeler taşıyor.
Türkiye’de çağdaş sanat daha çok 1980 sonrasının deneyselliğiyle olgunlaşırken 1989 ve 1991 İstanbul Bienallleri ile dünyada belli bir görünürlülük kazandı. Türkiye de 1970’lerden bu yana gelişmeye çalışan özel galeriler 1990’lara geldiğinde yeni bir vitrin kazanarak çağdaş sanata mekanlarını açmaya başladılar. 2000 sonrasına baktığımızda bunun ivmelenerek ve de uluslararası bir kimlik edinerek sürdüğünü görüyoruz.
Çağdaş sanat dünyasında bienaller kadar önemli olan diğer alan ise sanat fuarlarıdır. İlk olarak 1990’larda Tüyap Sanat Fuarı ile başlayan süreç, birçok denemeden sonra bugün Contemporary İstanbul ve Art Ankara Fuarı ile sanatçıları, izleyicileri ve koleksiyonerleri buluşturuyor. İstanbul her şey gibi sanat alanında da elbette ilk sırada yer alıyor. Fakat İzmir, Bursa, Adana ve Antakya gibi Anadolu’daki büyük şehirlerdeki potansiyel düşünüldüğünde sanatın bu alanlara açılması, alıcı ve izleyicisiyle buluşması zorunlu görünüyor.
İşte ArtAntakya bunun önemli ayaklarından biri olarak önemini hissettiriyor. Medeniyetlerin geçiş noktası olan bu kadim topraklar ülkemizden ve dünyadan sanat yapıtlarını buluşturacak tarihi bir atmosfer barındırıyor. ArtAntakya çevre illeri, üniversiteleri, güzel sanatlar ve iletişim fakültesi öğrencilerini de buluşturacak bir potansiyel barındırıyor.
Art Antakya sadece merkeze sıkışmış sanat dünyası ve sanatçılar için, yeni bir koleksiyoner ve alıcı kitlesi oluşturulacak modelin ilk örneklerinden biri olmasıyla fazlasıyla önemli bir yerde duruyor.
“Barış Kenti” Antakya yüzyıllara yayılan bir uygarlık mirasını çağdaş sanat yapıtlarıyla buluşturmaya devam edecek.